Uzman Psikolog Lale Alakberova
lala.alekberova.2020@mail.ru
TRAVMALARIN ETKİLERİ
07/05/2020 TRAVMALARIN ETKİLERİ Travma psikolojik, spritüel, sosyal uyanışın ve gelişimin en önemli, etkili güçlerinden biri olma potansiyeline sahiptir. Travmayı nasıl ele aldıgımızın hayat kalitemiz üzerinde fazlasıyla önemli bir etkisi vardır. Geleneksel bakış açısına göre travma psikolojik ya da tıbbi bir rahatsızlık. Beden travma sırasında derin reaksiyonlar verir, hazırlandıgında gerilir, korktugunda büzülür ve terör karşısında çaresiz kaldıgında donar ve yıkılır. Zihin verdigi koruyucu tepki normale döndügünde, bedenin tepkilerinin de olayın ardından normale dönmesi beklenir. Bu onarıcı süreç engellendiginde ise, travmanın etkileri yerleşir ve söz konusu kişi travmatize olur. Travmanın iyileşmesinin anahtarı yogun duyqulardan ziyade bedensel hislerdir. Travma kaderiniz olmak zorunda degildir. Modern hayatın her yanına nüfuz edən bir olgu. Sadece askerler ya da taciz ve ya suistimal kurbanları degil, çogumuz travmatize olmuşuzdur. Travma hem de sonuçları açısından geniş çaplıdır ve genellikle kendisini bilincimizden saklar. Travma kaynagı olan konulara dogal afetler(örnegin deprem,fırtına,sel ve yangınlar) şiddet içeren patlamalar,kazalar,düşmeler,ciddi hastalıklar,ani kayıplar (örnegin sevdigimiz birinin ani ölümü),ameliyatlar ve diger tibbi ve diş hekimligiyle ilgili uyqulamalar,zor dogumlar ve hatta gebelikteki yüksek stres düzeyleri de dahildir.Travmatik semptomları giderek iyileşmenin anahtarı fiziolojimizde saklıdır.Kurtulmamızın imkansız oldugunu alqıladıgımız bir durumla yüz yüze geldigimizde yada aşırı ezici bir tehditle karşılaştıgımızda insanlar ve hayvanlar olarak ortak tepkilerimiz olan hareketsizlik tepkisini kullanırız.Bu fonksiyonu anlamak için bunun istem dışı oldugunu akılda tutmak önemlidir.Çözülmemiş travma bizi aşırı derecede tedbirli ve utanqaç yapabilir.Ya da bizi tehlikenin tekrarına dayanan kısır döngülere,mağduriyyetlere ve akıl almaz tehlikelere karşı kaşıya kalmaya yönelte bilir.Kişisel ilişkilerimizin niteliğini ve cinsel deneyimlerimizi olumsuz etkileye bilir.Travmalarımızı çözemediğimizde,başarısız olduğumuzu hiss eder ya da bize yardım etmek üzere seçtiğimiz kişiler tarafından ihanete uğratılırız. İstatistiklikler kadındalırın üçde biri ve erkeklerde beşte biri gibi yüksek oranda insanin çoçukken cinsel istismara uğradığını gösteriyor.Örneğin travmatize edilmiş bir çok insan birer kurban olarak tanımlanıyor ve bir araya toplanıyor.Cinsel istismar bir çok travma türünden yalnızca biri.Travmatize olmuş bireyler travma sonrası semptomların temelde,korkuya takılı kalan tamamlanmamış fizioloji tepkiler olur.Hayati tehlike içeren durumların tehdidi altında kalındığında verilen tepkiler tamamlanana kadar semptomatik kalıyorlar.Travma sonrası stress bunun bir örneği .Reaksiyonlar tamamlanana kadar semptomlar ortadan kaybolmazlar.Bazı insanlar donma tepkisi nedeniyle sıkışıp kalan enerjinin boşalmamasından dolayı nadiren ölsekde,bu olqu bizim ciddi ıstırap çekmemize neden olur .Travma geçiren bir qazi,bir tecavüz kurbanı,suistimale uğramış bir çoçukda kendilerini aşan yoğun baskı hissettdiren ezici durumlarla karşı karşıya kalmış oluyolar.Kendilerini “savaş ya da kaç”seçimlerinden birine yöneltmeyi beceremediklerinde ise donuyor ya da yıkılıyorlar.Bu enerjiyi boşalta bilenler ise kendilerini toparlaya biliyorlar.Biz insanlar hayvanların herzaman yaptığını yaparak donma tepkisini aşmakdansa,gittikçe artan yıpratıcı semptomla ifade edilen geriye dönük bir sarmala gireriz.Doğadan olduğu kadar arkadaşlarımızdan ve akrabalarımızdan da destek almaya ihtiyaç duyarız .Bu destek ve bağ sayesinde bizi tamamlamaya bütün olmaya ve en nihayet huzura götüren doğal sürece güvenmeye ve onu onurlandırmaya başlayabiliriz.Endişeli titremelrden yavaş yavaş gitdikçe yükselen heyecana doğru haraket eden beden doğuşdan gelen içsel iyileşme kapasitesiyle travmanın yaratdığı donmayla oluşan buzdağını eritir.Kendimize titreme gibi travmatik semptomlardan ileri gelen bedensel deneyimleri yaşama izni verdiğimizde anksiyete ve umutsuzluk yaratıcı bir kaynağa dönüşe bilir. Travma o kadar yayqınlaşdı ki, bir çoğumuz varlığını bile fark etmiyoruz.Herkes travma yaşar.Hepimiz yaşadığımız travma bizi hayatımızın geri kalanında trama sonrası stress bozukluğuna maruz bırakmış olsun,olmasın hayatımızın herhangi bir noktasında travmatik deneyim yaşamışızdır .Semptomları kendilerini başlatan olaydan sonra yıllarca gizli kalabildikleri için,bazılarımız bu semptomları henüz fark etmemiş olailiriz.Travmanın hem nedenleri hemde belirtileri inanılmaz derecede geniş çeşitlidir.Travma iyileştirilebilir,dahada kolayı önlene bilir.En qarib travma semptomları bile,kendimizi doğal biolojik iç güdülerimize bırakarak onların bize rehberlik etmesine izin verdiğimizde çözüle bilirler.Ciddi derecede tramvatize olmuş kişiler en çok mücadele ettikleri meseleleri şöyle dile getiriyorlar “Korkmadığım tek birşey bile yok.Sabahları yatakdan kalkmaya korkuyorum.Evimden dışarıya çıkıp yürümeye korkuyorum.Ölümden fazlasıyla çok korkuyorum...Bir gün öleceğimden değil,birkaç dakika sonra öleceğimden korkuyorum.Öfkeden korkuyorum...Hem kendi öfkemden ,hem de başkalarının öfkesinden korkuyorum.Ortada herhangi bir öfke yokken bile bundan korkuyorum.Reddedilmekten ve ya terk edilmekten korkuyorum.Başarıdan ve başarısızlıktan korkuyorum.Göğsümde ağrı hissediyorum ,ayrıca her gün kollarımın ve bacaklarımın karıncalandığını ve uyuştuğunu da hissediyorum.Neredeyse her gün regl ağrısıyla ilgili kramplara benzer kramplardan yoğun ağrıya kadar değişen bir yelpazede çeşitlilik gösteren kramplara maruz kalıyorum.Yaşamın çoğu gerçekten acı içinde geçiyor.Artık dayanamayacağımı hissediyorum.Baş ağrılarım var.Sürekli sinirliyim.Nefes daralması,taşikardi,yönsüzlük ve panik bana sıkıntı veriyor.Sürekli üşüyorum ve ağzım kuruyor.Yutkunmakta güçlük çekiyorum.Enerjim ve motivasyonum yok ve yaptığım bir işi bitirdiğimde tatmin duyğusu yaşamıyorum.Bunalıyorum,kafam karışık,zihin bulanıklığı yaşıyorum ve her zaman çaresiz ve umutsuzum .Kontrol edemediğim öfke patlamalarım ve depresyonum var” Travmayı başarılı bir şekilde yeniden yapılandırdığımızda,varoluşumuzda temel bir yer deyiştirme meydana gelir.Dönüşüm birşeyi değiştirme sürecidir.Travmatik bir halden huzurlu bir hale dönüşürken sinir sistemlerimizde,duyğularımızda ve duyusal alğı aracılığıyla deneyimlediğimiz alqılarımızda temel değişiklikler olur.Sinir sistemi haraketsizlikden alışkanlığa doğru yön değiştirir,duyğular korku ile cesaret arasında dalqalanır ve alqılar dar kapasitelilikten geniş kapasiteliliğe geçerler.Duyğularımız bizi aşağıya çekmek yerine yukarıya taşırlar.Dünyada kötü şeylerin meydana gelebileceği ama bunların aşılabiliceği bir yer gözüyle bakarız.Kyaqı yerine güven duyqusu yer alır.Her birimiz bizde travma yaratan yaralarımızı iyileştirme konusunda sorumluluk almalıyız .Bunu kendimiz,ailemiz ve daha geniş ölçekte toplumumuz için yapmalıyız. Bir birimizle bağlantı kurmaya ihtiyacımız olduğu bilgisiyle söz konusu iyleşme sürecine ait olduğumuz toplulukların desteğine baş vurmalıyız.Travma iyileşebiliyor ve bununla kalmayıp doğru destek ve rehberlikle dönüştürücü de ola bilir. Klinik Psikolog Lale Elekberova |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
Dissosiyatif kimlik bozuklugu - 08/08/2020 |
Dissosiyatif kimlik bozuklugu |
USAQLARDA VƏ GƏNCLƏRDƏ SUİDSİDAL DAVRANİS - 13/04/2020 |
Özünə qəsd gənclərdə adətən emonsipasiya (yetkinlik yaşına çatmayan tam fəaliyyət) hissi kimi özünü birüzə verir.Əsasən bu azadlıq özünü nümayiş formasını göstərməyə cəhtdir və hər bir davranışda özünü büruzə verir . |
Pika sindromu - 29/03/2020 |
Pika sindromu |
Qrup Terapiyası - 24/02/2020 |
Qrup-müəyyən bir məqsəd üçün bir yerətoplanan ikidən çox insan topluluğudur. Qrup bir ayna, bir başqa anlatımla sosial həyatın bir yansımasıdır. |
Qrup Terapiyası - 24/02/2020 |
Qrup-müəyyən bir məqsəd üçün bir yerətoplanan ikidən çox insan topluluğudur. Qrup bir ayna, bir başqa anlatımla sosial həyatın bir yansımasıdır. |