Koçluk; istenen performansa ulaşmak için, koç (coach) ve danışan (coache) arasında kurulan planlı bir gelişim ilişkisidir. Kişilerin var olan potansiyellerini ortaya çıkararak, ulaşılabilir hedeflere ve olasılıklara odaklanan bir öğrenme ve gelişim sürecidir.
Koçluk; doğru sorular ile kişilerde farkındalık yaratma sanatıdır. Amacı; Danışanın kendi belirlediği hedeflere, koçun desteğiyle ulaşması ve sorunlarının üstesinden tek başına gelmeyi öğrenmesidir. Koçluk bir gelişim sürecidir. Süreç boyunca danışan, kendisini daha iyi tanır, potansiyelini keşfeder ve hatalarından ders alarak yetkinliklerini geliştirir.
Koçluk; mevcut durumundan, daha iyi bir duruma ulaşmak isteyen sağlıklı bireylerle yapılan bir çalışmadır. Koçluk; bu hizmeti alan danışanın, özel ve profesyonel yaşamında, gelişimi hedefleyen ve tümüyle güven ve gizlilik esasına dayanan bir süreçtir. Koçluk etik kurallar çerçevesinde sürdürülmesi gereken özel bir meslektir. Koçluk almak üst düzey bilinçlilik gerektirir ve kişiye özel bir hizmettir.
Koçluk ne değildir?
Danışmanlık değildir. o Terapi değildir. o Öğretmenlik/ Eğitmenlik değildir. o Yöneticilik değildir. o Psikolojik danışmanlık değildir. Koçluğun etkisi: International Personal Management Association yaptığı araştırma sonucuna göre Koçluk ile desteklenen eğitimin yarattığı VERİM ARTIŞI %88’dir. Koçluğun nitelik ve nicelik etkilerini ölçen ROI (yatırım geri dönüşümü) araştırma sonuçlarında Koçluk alan kurumlar, yöneticilerinin, iş performanslarında (satış,verimlilik,karlılık) etkisi 500 bin dolar ila 1 milyon dolar değer getirisi olan beceriler geliştirdiklerini belirtmişlerdir.
Araştırmalar Koçluğa yapılan yatırımın 5 ila 7 kat fazlasının geri döndüğünü (ROI) göstermektedir. Ticari müesseseler Koçluğa yaptıkları yatırımla, hızla değişen iş dünyasının talep ettiği değişimlere, çalışanın daha kolay ve daha çabuk adaptasyon sağlanması ve yeniliklere karşı gelişen yeni rol ve sorumluluklarda, daha etkin performans gösterilebilmesi, bireyleri bir üst seviyeye hazırlamada güven artışı, beceri geliştirme, yetki alma, hedeflere ulaşma, ilişkilerde iyileşme, kuruma bağlılıkta artış gibi birçok olumlu sonuca ulaşmaktadırlar.
TEMEL KOÇLUK KURALLARI:
Danışanla iletişim, etkili bir koçluk sağlamak için temel önemdedir. Bu da bir tutum ve kısmen de beceri sorunudur. Bir insan davranışı uzmanı olan Albert Mebrabian, iletişimimizin %55’inin sözsüz, %38’inin sesle, %7’sinin sözlü iletişim olduğunu iddia eder.
Buna göre koçluk yapacak kişinin kendisinin geliştirmesi gereken temel becerileri şunlar olacaktır:
Beden dili
Dinleme
Soru sorma
Beden Dili:
Beden dilinin temelleri olan yüz ifadeleri, jestler, duruşlar, göz işaretleri, beden hareketleri, hepsi birer mesajdır.Beden dili, bir bakıma, düşüncelerimizin penceresidir. Çünkü beden dili sözcüklerden daha yüksek sesle konuşur. Bedenimiz bir şey söylerken biz başka bir şey söyleyebiliriz.
Sözsüz işaretlerin bazılarını çok genel olarak şöyle sıralayabiliriz:
Empati, gülümseme, açık ve olumlu jestler, yakın oturmak yada durmak, göz kontağı yada baş hareketleriyle gösterilebilir. Savunmacı yada güvensiz tutum,bacakları koça doğru birleştirerek, güven isteği ise bacak bacak üstüne atarak gösterilebilir. Gerginlik, kederli gözler, elin ağza götürülmesi yada sık sık yüze dokunmak, yada huzursuz hareketlerle gösterilebilir. Öfke yada saldırganlık, katı yada gergin duruşlar, açık gözler, sıkılı yumruklar yada kapalı eller, sıkıca bükülmüş kollar, ayak vuruşları yada parmak tıkırdatmalarıyla gösterilebilir. Sıkıntı, kollardan hayali tozların alınması, esneme yada odaya göz gezdirme ile Beden dili konusunda dikkat edilmesi gerekir ki, bir jest, kendi başına, sonuca varmak için muhtemelen yetersiz kalır. Aynı zamanda, farklı kültürlerden insanlar, aynı işaretleri çok farklı yorumluyor olabilirler.
Dinleme:
İnsanların beklentileri, kabulleri, önyargıları, istekleri, hepsi gözlem ve dinleme yoluyla aldıkları mesajlarıetkiler. Koçlar ve danışmanlar, büyük ölçüde bu becerilere dayanırlar ve bunlar etkili bir biçimde uygulamak zorundadırlar. Örneğin, müdahaleci stili benimsemiş olan koç (yönetici koçluk), danışanın yanıtını yalnızca doğruluk için değil ama danışanın sesindeki güven için de dinlemelidir. Bu onun koçun talimatını gerçekten anlayıp anlamadığını gösterir. İnanç duygusu da söylenen sözlerin içeriği kadar ses tonunda kendini gösterecektir. Motive edici bir stil (başarı koçluğu) kullanan bir koç, esas olarak soru sorma becerilerini kullanacak ve bu nedenle de bir yandan yanıtları dinleyip bir yandan da bir sonraki uygun soruya hızla karar vermek zorunda olacaktır (Gilley ve Boughton,. Yanıta tepkide duraklanması, genellikle akıllıca bir tekniktir. Ama dikkatsiz dinleme yüzünden yanıtın tekrarlanmasını istemek, koçun inanılırlığına zarar verir.
Dinleme becerisiyle ilgili olarak koçun geliştirmesi gereken beceriler şöyle sıralanabilir:
1. Göz kontağını sürdürerek ve yüzünde arkadaşça bir ifade ile ilgilendiğini göstermelidir.
2. Danışanın kullandığı ses tonuna karşı duyarlı olmalıdır. Aynı zamanda kendi ses tonuna da dikkat etmelidir. Bazen ses tonu söylenenlerden daha önemli olabilir.
3. Danışanı fikir ve görüşlerini ifade etmeye “Hımm”, “Evet”, “Anlıyorum”, “Peki sonra ne oldu?” gibi sorularla teşvik etmelidir.
4. Danışana onun duygularına sempati duyduğunu göstermelidir.
5. Danışanın görüşlerini kişisel olarak almamalıdır ve herhangi bir saldırgan ifadeye karşı savunmacı tutum takınmamalıdır.
6. Not alma alışkanlığı edinmelidir.
7. Karmaşık bir durumla ilgilenirken, anladıklarını şöyle ifadeler kullanarak özetlemeye çalışmalıdır: “Yani söylediğin şu...”, “Dur, baştan tekrar edelim…”.
8. Sonuca varmakta ya da gereksiz öğütler vermeye başlamakta çok hızlı davranmamalıdır.
9. Tartışamamalı ve söz kesmemelidir “Tanrı sana görmen için iki göz ve duyman için iki kulak vermiş; konuştuğunun iki katı göresin ve duyasın diye”
Soru Sorma:
Müdahaleci koçluk stilinde (yönetici koçluk), doğru bir soru sormayla konunun anlaşılıp anlaşılmadığının kontrol edilmesi son derece önemlidir. Ama motive edici stilde (başarı koçluğu) de koçun bu beceriyi sık sık kullanması gerekir Koç, deneyimli danışanlarla çalışırken durumu kontrol edenlerin onlar olduğu ve onların kendi yetişmelerinden sorumlu olmaları gerektiği unutmamalıdır. Bu nedenle koç, hem onların bu sorumluluğun farkında olmaları, hem de bu sorumluluğu daha da ileri gidebilmek için kullanmalarında bir hızlandırıcı olarak davranabilmek için soru sormaya ihtiyaç duyar. Bu tip bir soru sorma etkinliği, son derece beceri ve özen ister.