15/10/2018
EVLİLİKTE SEVGİ VE SAYGI
Mutlu bir evlilik için en çok tekrarlanan cümle;
"evliliğin temeli saygı ve sevgidir" cümlesidir. Peki ama nedir bu
sevgi ve saygı, açmak lazım biraz.
Sevebilmek herkesin sahip olduğu bir şey midir? Maalesef cevabım
"hayır".
Sevebilmek belli bir kapasiteyi gerektiren bir duygudur. İçinin
sözle değil, eylem ile doldurulması gereklidir. Sevgi; içinde saygıyı
barındırır. Saygı ise karşındaki insanın kişiliğini kabul etmekten geçer. Onu
bir kalıba oturtmaya çalışmak boşa kürek sallamak demektir. Bu boş beklenti ise
insanı hayal kırıklığına uğratır. Çünkü kimse kimsenin kalıbına girmeyi gönüllü
olarak kabul etmez. Ancak içsel ya da dışsal baskılar nedeniyle bir kalıba
girmeye, karşısındaki kişi ya da kişilerin istediği gibi olmaya zorunlu
hissedebilir. Diyelim ki karşımızdakinin
istediği şekle büründük; bu sadece bizi öfkeye sürükler. Çünkü kendi
özgürlüğümüzden vaz geçmiş ve kişiliğimizden ödün vermişizdir. Bu durum devamlı bir hal alırsa, karşımızdakini
sevebilme kabiliyetini yitiriveririz.
Sevme kapasitesi dediğimiz şey öyle birden bire oluşan bir şey
değildir. Bu yeteneği bize kazandıran önce annemiz, sonra babamız, sonra da
çevremizdeki diğer kişilerdir. Sevgi görmemiş olan biri, sevme yetisine sahip
olamaz. Çünkü yaptığımız her şey yaşanmış olanların içinden çıkar.
Bilmediğimiz, öğrenmediğimiz, hissetmediğimiz şeyi bir başkasına gösteremeyiz.
Sevginin içinde karşındakine verdiğin emek vardır. Onu merak etme,
onu tanıma, duygularını anlamak isteme vardır. İçinde bir derinlik taşır.
Yüzeyselliğin olduğu yerde sevgi yoktur.
Sevginin İçinde taşıdığı diğer bir şey de
hakikiliktir. Hakiki olmayan sözler, davranışlar karşımızdaki kişinin bilinç
altı tarafından anlaşılır. Çünkü kişilerin aralarındaki iletişimde zaten bilinç
altları arasında bir etkileşim vardır .
Sevginin içinde yalan barınmaz, ya da yalanın olduğu yerde sevgi
barınmaz da diyebiliriz. Birbirini seven insanlar birbirine karşı net, içten ve
hakiki davranırlar. Çünkü ancak birbirine olan güven böyle kurulur. Demek ki,
sevginin diğer bir olmazı da "güven" duygusudur. İki kişi arasında;
acabalar, soru işaretleri varsa, orada güven duygusu yok demektir.
Sevginin içinde diğer tarafla ilgi beklentiler vardır. Ondan
beklentilerimizi söyleyemezsek, kendimizi ifade edemezsek, o zaman ona olan
sevgimizi de kaybederiz. Karşımızdakini kendimiz için sevilebilir tutmak
istiyorsak bu konuda açık olmamız gerekir.
Şunu bilmeliyiz ki duygular değişkendir. Sevdiğimiz
kişiye, kendi duygularımızla ilgili bilgiyi sunmazsak, neye üzüldüğümüzü, neye
kızdığımızı, neden mutlu olduğumuzu,
neleri isteyip istemediğimizi açık bir
şekilde anlatmazsak, “gerçek ben”
bilgisine varamadığı için istemediğimiz, bizi mutlu etmeyen, üzen,
yaralayan şeyleri defalarca yapacaktır. Bu sefer de ona olan sevgimiz yavaş
yavaş yok olmaya başlar.
Sevginin içinde barınan diğer bir kavram da;
"sorumluluk" tur. Biz birini seviyorsak eğer, ona karşı bir
sorumluluğumuz da var demektir. Sevdiğimiz kişiye yeterli zaman ayırma sorumluluğu, onunla
ortak kararlar alma sorumluluğu, ona
yardım etme sorumluluğu , duygularını anlattığında onu dinleyebilme ve
anlayabilme sorumluluğu gibi..
En önemlisi işbirliği içinde olmaktır. Hayatın altından
kalkabilmek için birlikte hareket etmeye, iş birliği yapmaya mecburdurlar.
Birinin gücünün yetmediği yerde diğeri devreye girmelidir. "Biz"
diyemiyorlarsa eğer, işbirliği de yapamazlar zaten. Ortak amaçları olmalıdır.
Bu demek değildir ki, bireysel amaçlar olmayacak. Ama ortak hedefler ve bu
hedefleri yerine getirme eylemi varsa ancak, evlilik birliğini devam
ettirebilirler. Taraflardan biri fazlaca bireysel davranıyor, sadece kendi
istediklerini yapıyor, kendi sözünün geçmesini istiyor, kendisine odaklı ve
karşısındakinin ne istediği , ne beklediği ile ilgili hiç bir duyarlılığı yoksa,
sesi duyulmayan, duyguları anlaşılamayan
insanda bir takım yakınmalar, memnuniyetsizlikler başlar. Her iki taraf da
aralarındaki ilişki durumundan memnun olmalıdır ki, kendi cennetlerini
kendileri kursunlar. Sadece bir kişinin memnun olup, diğerinin memnun olmadığı
ilişki biçiminden mutlu bir beraberlik
çıkmaz.
Bir evliliğin cennete mi, cehenneme mi dönüşeceği , bunu oluşturan
her iki kişinin de sorumluluğundadır.
Kendi cennetinizi oluşturmanız dileğiyle..
Psikolog Lale Şeylan
Tel:0 555 566 39 79